İsrail ve Hamas tutuklu ve rehine takasının yanı sıra dört gün boyunca çatışmalara ara verme konusunda anlaştı.
İsrail serbest bırakmayı planladığı 300 kişinin adını açıkladı. Listedekiler 14-59 yaş aralığında, çoğunluğu ise 17 ve 18 yaşlarında. 274’ü erkek.
Liste, İsrail’deki yasal bir gereklilik nedeniyle yayımlandı. Herhangi bir mahkumun serbest kalması için, İsrail vatandaşlarına İsrail Yüksek Mahkemesine itiraz edebilmeleri için 24 saat süre tanınması gerekiyor.
Daha önce bugün başlayacağı açıklanan, ancak üst düzey bir İsrailli yetkilinin Cuma gününden önce gerçekleşmeyeceğini belirttiği ilk aşamada, Hamas’ın toplam 50 kadın ve çocuk rehineyi serbest bırakması bekleniyor. Örgüt rehineleri her gün 12’li gruplar halinde bırakacak. İsrail de daha sonra 150 Filistinliyi serbest bırakacak.
İkinci aşamada ise Hamas’ın serbest bırakacağı her 10 rehineye karşılık, çatışmalara verilen ara birer gün uzayacak. Hamas “50’ye kadar” rehineyi serbest bıraktıkça, İsrail de hapishanelerindeki “150’ye kadar” Filistinliyi salıverecek.
Dünya liderleri Katar’ın arabuluculuğuyla varılan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı.
AB, İngiltere ve ABD’de “terör örgütü” olarak tanımlanan Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği saldırıda 1200’den fazla kişi ölmüş ve örgüt 200’den fazla kişiyi rehin almıştı.
O günden bu yana Gazze’de yaşayan 14 bin Filistinli İsrail’in hava ve kara saldırılarında öldürüldü.
Takasların tarihi
İsrail aynı zamana, serbest bırakılabilecek 300 Filistinli’nin işlediği iddia edilen suçları da listeledi.
Suçlamalar arasında, cinayet girişimi, bomba atmak, patlayıcı ve yanıcı nesne yapmak, taş atmak, düşman bir örgütle temas, yaralama ve milliyetçi gerekçelerle kundaklama bulunuyor.
Daha önceki takasların tersine, listedeki hiç kimse İsraillileri öldürmekten hüküm giymiş değil.
Daha önceki en büyük takas Ekim 2011’de İsrail askeri Gilad Shalit’in Hamas’ın elinde beş yıl geçirmesinden sonra bırakılmasıydı. İsrail ve Hamas arasında yapılan anlaşmayla, 1027 Filistinli mahkum serbest kalmıştı.
Serbest kalanlar arasında, cinayetten hüküm giyen ve daha sonra Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki lideri olacak Yahya Sinwar ile, İsrail tarafından 7 Ekim saldırılarını planlamakla suçlanan bir isim daha vardı.
Artan Filistinli mahkum sayısı
Filistinli insan hakları kuruluşu Addameer’e göre, İsrail hapishanelerinde yatan Filistinlilerin sayısı arttı ve 6 Kasım itibarıyla 7 bin kişiyi buldu.
Bunlar arasında 80 kadın ve 18 yaşın altındaki 200 çocuk var.
Sivil toplum kuruluşu ayrıca, Hamas’ın 7 Ekim saldırısından sonra 3 binden fazla Filistinli’nin tutuklandığını söylüyor.
İsrail, Addameer ile birlikte başka beş Filistinli hak örgütünü 2021’de “terörist” ilan etmişti.
İsrailli insan hakları kuruluşu B’Tselem’e göre de Eylül sonu itibariyle İsrail hapishanelerinde 146 küçük yaştaki Filistinli ya “güvenlik” gerekçesiyle gözaltında ya da hapiste tutuluyor.
Kuruluşa göre küçük yaştaki 34 Filistinli de İsrail’de yasadışı bir şekide bulunmaktan gözetim altında.
Bir başka Filistinli hak örgütü Filistinli Mahkumlar Kulübüne göre de, Hamas’ın saldırısından bu yana, İsrail hapishanelerindeki yedi mahkum öldü ve bunların beşi 7 Ekim saldırısından sonra tutuklananlardandı.
Suçlama yok, dava yok
İsrail’de ayrıca, “idari gözaltı” diye bir sistem de var. Bu sistemde bir kişi hakkındaki suçlamaları öğrenmeden ve yargılanmadan gözaltında tutulabiliyor. Buna en çok maruz kalanlar da çok büyük ölçüde Filistinliler.
İsrailli insan hakları örgütü HaMoked’e göre İsrail 2.070 Filistinliyi bu şekilde tutuyor. Hamas’ın saldırısı öncesi ise bu sayısının 1.319 olduğ belirtiliyor.
HaMoked’in Genel Direktörü Jessica Montel anlaşmayı memnuniyetle karşıladı.
Montel yazılı açıklamasında “İnsanları rehin tutmanın kendisi yasa dışı, bir savaş suçu ve Hamas tüm rehineleri koşulsuz serbset bırakmalı. Ancak İsrail’in de bu amaca ulaşmak için mahkumları ve gözaltında tuttuklarını salıvermesi uygun olur” dedi.
Montel ayrıca, idari gözetim altında tutulan Filistinli kadın ve çocukların da İsrail-Hamas anlaşması uyarınca serbest kalacağını söyledi.
“Bu insanlar da koşulsuz serbest kalmalı, dolayısıyla İsrailli rehineler ve idari gözetim altındaki Filistinlilerin serbest kalması, çifte memnuniyet veren bir durum.”
BM’nin İsrail’e eleştirileri
BM, uzun yıllardır İsrail’e sert eleştiriler yöneltiyor. Kuruluş birçok Filistinli kuşağın İsrail işgali altında “yaygın, sistematik ve keyfi” bir şekilde özgürlüklerinden mahrum bırakıldıklarını söylüyor.
1967’den bu yana İsrail’in işgal altında tuttuğu Filistin Toprakları Özel Rapörtörü Francesca Albanese Haziran’da yayımladığı raporunda “1967’den beri aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 800 binin üzerindeki Filistinli, İsrail Ordusu’nun uygladığı bir dizi otoriter kuralla tutuklandı” demişti.
Albanese, İsrail işgali altındaki Batı Şeria’ya girmesine izin verilmediğini, ancak Ürdün’e gidip, altı ay boyunca uzaktan görüşmeler yaptığını söylemişti.
İsrail ise rapörtörün bulgularını reddetti ve Albanese’nin görevinin sırf “İsrail ve İsraillilere karşı ayrımcılık için yaratıldığını” iddia etti.
BM ve yardım kuruluşu Save the Children ise her yıl 500 ila 700 ila Filistinli çocuğun İsrail Ordusu’nun gözaltı sistemine girdiğini söylüyor.